Konferansa İl Millî Eğitim Müdürü  Mehmet Emin Akkurt, İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Ahmet Akküncü, Osmangazi Ortaokulu yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve velileri katıldı.

Necip Fazıl Kısakürek Kültür Sitesinde gerçekleşen “Sınava Doğru” konferansında konuşma yapan İl Millî Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt, “Kahramanmaraş’ta biz eğitimin seviyesini hep birlikte değerlendiriyoruz, konuşuyoruz buna bağlı olaraktan gayretli çalışmalar sergiliyoruz. Biz çocuklarımızın eğitimlerini okullarımız vasıtasıyla, öğretmenlerimiz vasıtasıyla yapıyoruz. Osmangazi Ortaokulumuz son dönemlerde gözle görülen bir şekilde bir ilerleme, bir başarı kaydediyor. Bu ilerlemenin, bu çalışmanın herkesin oturduğu yerde bu noktaya geldiğini düşünmüyorum. Hiçbir başarı merdiveni, eli cebinde çıkılmaz. Ter dökmemiz gerekir, gayret göstermemiz gerekir, çalışmamız gerekir. Bu çalışma sizlerin okul yöneticileriyle birlikte ortak bir taslak, ortak bir kaygı ve ortak bir gelecek endişesi duyduğunuzu gösteriyor. Güçlerinizi ve ortak çalışmalarınızı birleştirip hedeflerinizi bir noktaya odakladığınız zaman başarı kendiliğinde gelecektir” dedi.

İl Millî Eğitim Müdürü Mehmet Emin Emin Akkurt her zaman Üniversite ile işbirliği içerisinde olduklarını, KSÜ Eğitim Fakültesinin eğitim görevlilerine katkılarından dolayı teşekkür etti.

Konferansın ilk konuşmasını Prof. Dr. Niyazi Can yaptı. Can, “İnsan hayatında sınavın çok önemli olduğunu, ancak sonucunun insan hayatının kendisi olmadığını. Bu sonucun insan hayatında ki onlarca aşamalardan bir tanesi olduğunu bu nedenle de sınav sonucunun hayatın kendisi olmadığını kabul etmemiz gerekiyor, daha nice sınavlardan geçeceğiz bunu herkesin bilmesi gerekir. Çocuğun değeri de sınavda ki başarısı değildir diyerek sınav kaygısı ve kurtulmanın çözüm yollarını anlattı.

Doç. Dr. Hasan Berkant’ da konferansında Prof. Dr. Niyazi Can gibi kaygı konusunu işledi ve yüksek düzeyde yaşanan kaygının azaltılması ve orta düzeye düşürülmesi için farklı ve kalıcı anekdotları paylaştı.

Doç. Dr. İzzet Döş, anne ve babaların çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini, başarı için neler yapmaları gerektiği  ve  onların güvenlerini kazanmanın önemi anlattı. “Çocuklar, tıpkı bir fotoğraf makinası, fotokopi makinası gibidir. Gördüklerini ve duyduklarını asla unutmazlar. O nedenle çocuklarımıza gelişigüzel söz vermemeliyiz. Eğer söz vermişsek onu mutlaka yerine getirmeliyiz. Bahanelerin arkasına sığınmak haklılığımızı göstermez. Yüzümüze karşı bir şeyler demezler ama yalancı duruma düşeriz, onların güvenlerini kaybederiz” dedi.